logo

KAYIP UÇAK 37 YIL SONRA İNİŞ YAPTI

Tarihin büyük bir bölümünde Bermuda şeytan üçgeni nedir? internetin en çok aratılan sorularından biriydi. Pek çok meraklı kişi bu normal görünen bölgede nelerin saklı olduğunu ve neden karanlık bir gizemle çevreli olduğunu merak ediyordu.

Korku verici ve karanlık imajını oluşturan en önemli etmenlerden biri de bu bölgeden geçme şanssızlığına sahip yüzlerce gemi ve uçağın kaybolmasıydı. Bu uçaklardan biri, 914 numaralı Pan Am uçuşu bu üçgende kaybolmakla kalmadı, güvenli bir şekilde geri dönmeyi başardı… sadece 37 yıl sonra!

Bermuda Şeytan Üçgeni

Kuzey Atlantik’in batısındaki bölgenin adını duymayan yoktur. Bu ün, bu “bilinmeyen” üçgenden geçen gemi ve uçakların iz bırakmadan kaybolduklarına dair raporların gelmesi ile başladı.

Korku 80’li ve 90’lı yıllarda iyice yayılsa da Bermuda Şeytan Üçgeni efsanesi Kristof Kolomb’un bölgeye yaptığı seyahatlerin dönemine kadar dayanıyor. Yeni Dünya yolculuğunda pek çok garip rapor yazılmıştı. Bunların pek çoğu da Bermuda Şeytan Üçgeni ile alakalıydı.

914 Numaralı Uçuş

914 Numaralı Uçuş’un öyküsü 2 Temmuz 1955 tarihinde, dünyada çok konuşulan bir konu haline gelmeden önce başlıyor. Acaba kabin ekibi ve yolcuları, yolculuklarının kısa süre içerisinde komplo teorilerine konu olacağını biliyorlar mıydı?

Uçuşun New York’tan kalkacaktı. Miami’ye 57 yolcu ve dört kabin görevlisi taşıdığı yolculuğu, Bermuda Şeytan Üçgeni’ne varana kadar 914 numaralı Pan Am uçuşu için rutin bir yolculuktu.

Ortadan Kayboldu

Uçak New York’tan planlandığı gibi kalkışını gerçekleştirdi. Kimse bu uçuşun şüpheciler ile tarihçileri on yıllarca şaşkına çevirecek garip olaylar zincirinin bir parçası olmasını beklemiyordu.

Her şey uçuş sırasında başladı. Uçak bir anda radardan kayboldu. Endişe verici ve beklenmedik bir durumdu. Hava trafik kontrol personeli uçak ile iletişim kurmaya çalışsa da karşılarında sadece statik ve sessizlik vardı.

Geride Hiçbir Şey Bırakmadı

Saniyeler içinde uçak sanki hiç var olmamış gibi yok olmuştu. Kimse bunun neden ve nasıl olduğunu açıklayamıyordu. Yetkililer hemen uçağı arama çalışmalarını başlattılar.

Uçağın hazin bir sonla karşılaştığı düşünülüyordu. 914 numaralı Pan Am uçuşunun arama çalışmaları haftalarca sürdü. Hem kara hem de deniz arama ekipleri kullanıldı. Ancak hepsi aynı şeyi buldular: hiçbir şey!

Cevap Yok

Bu, gizemin sadece başlangıcıydı. Yetkililer 61 kişiyi taşıyan bir uçağın iz bırakmadan ortadan nasıl kaybolabileceğini anlayamıyorlardı. Uçakla iletişim kurulamadığından Atlantik Okyanusu’nda bir yerde denize çakıldığına karar verildi.

Peki neden hiçbir ceset veya uçak parçası bulunamamıştı? Pilotlar neden yardım çağrısı yapmamıştı? Havayolları bu rahatsız edici sorulara cevap verecek modda değildi. Hızlıca uçaktaki kişilerin ailelerine tazminat ödemesi geçekleştirdiler.

37 Yıl Sonra

Yakınlarını kaybedenlerin çoğu para değil cevap isteseler de sesleri yeterince durulamadı ve 914 numaralı Pan Am uçuşu 21 Mayıs 1992 tarihine kadar unutuldu. Evet, “kazadan” tam 37 yıl sonra bir mucize gerçekleşti.

Venezüela’nın başkenti Caracas’taki hava trafik kontrol görevlileri günlerine normal bir şekilde devam ederken öğlen birden bire bir DC-4 Douglas hava aracı yoktan varoldu. Gözle görünüyor olsa da garip bir şekilde radarda görünmüyordu.

İletişime Geçildi

Hava trafik kontrol görevlisi Juan de la Corte uçağı ilk gören kişiydi ve anında bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti. Uçak radarda görünmediğinden kimliği bilinmeyen bu hava aracı hakkında bilgi edinebilmesinin tek yolu sesli iletişim kurmaktı.

Pilotun radyodan “Neredeyiz?” dediğini duyduğunda Juan rahatladığını hissetti. Karşısındaki sadece kaybolmuş bir hava taşıtıydı, içgüdülerinin kendisine söylediği gibi karanlık bir şey değil… ancak yanılıyordu.

Sadece Bir Başlangıç

Juan pilotu havaalanına yönlendirdi. Ardından, hava trafik kontrol ekibinin tamamını şaşkına çeviren kelimeleri söyledi. “Biz, [dört] kabin görevlisi ve 57 yolculu Pan Amerikan Havayolları 914 numaralı New York Miami uçuşuyuz.”

Uçak, hiçbir iletişim olmadan yanlış yönde 1800 km yol almıştı. Juan şaşkına dönmüştü. Pilot inmek için izin istedi ve izin verildi. Kontrol ekibindeki herkesin bu gizemli uçuş hakkında soruları vardı.

İniş

New York’tan kalktıktan tam 37 yıl sonra 914 numaralı Pan Am uçuşu inmeye hazırdı. Juan uçak için ayrı bir pist ayarladı, güvenlik görevlileri neler olduğunu anlayabilmek için hazırda bekliyordu.

Uçak sorunsuz bir şekilde yere konmayı başardı. Ancak yerde ilerlerken Juan, pilotun şok edici bir şey dediğini duydu. Pilot “2 Temmuz 1955 saat 9.55’te Miami’ye inmemiz gerekiyordu.” dedi.

Yanlış Tarih,

Juan ilk başta yanlış duyduğunu düşündü. Pilot 1955 demiş olamazdı! Bu tam 37 yıl önceydi! Ancak pilottan kendisini tekrar etmesini istediğinde bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti.

Juan’ın kafası doğal olarak karışmıştı. Aklına ilk gelen soru pilotun akli dengesinin yerinde olup olmadığı olmuştu. Ardından pilota uçağı Caracas’a indirdiğini ve tarihin 21 Mayıs 1992 olduğunu söyledi.

Eski

Uçak güvenli bir şekilde indiği ve yerde ilerlediği için Juan ona daha yakından bakabildi. Pilota bir kaza geçirip geçirmediklerini sordu. Bir kaza pilotun kafa karışıklığını ve uçağın radarda görünmemesini açıklayabilirdi.

Hava kontrol kulesinden Pan Am uçağının çok eski olduğunu ve yıllardır gördüğü uçaklardan belirgin bir şekilde farklı olduğunu görebiliyordu! Juan bu durumu anlamaya çalışırken pilot beklenmedik bir şey yaptı.

Pilot Panik Oldu

Pilot bağırmaya başladı! Söyledikleri Juan’a anlamsız geliyordu ancak telsizden bile panik olduğu anlaşılabiliyordu. Juan pilotun akli dengesinin yerinde olmadığından ve birilerinin uçağa bir an önce gitmesi gerektiğinden emindi.

Juan pilotu sakinleştirmeye çalışıyordu ancak gelen seslerden kabin ekibinin ve yolcuların çığlıklarını ve panik dolu seslerini duyabiliyordu. Bu bir felaketti ve git gide daha da kötü bir hal alıyordu!

Panik İçinde

Juan durumun ciddiyetini anlamaya başlıyordu. Güvenlik görevlileri korkmuş yolcu ve kabin ekibine eşlik etmek için uçağa yaklaşmaya başlarken pilot asla beklenmeyecek bir şey yaptı.

İçinde bulunduğu panikten kurtuldu ve kimsenin uçağa yaklaşmamasını söyledi. Juan telsizden pilotun bağırdığını duydu. “Hayır, yaklaşmayın! Gidiyoruz!” Gerçekten de neredeyse durmuş durumdaki uçak tekrar hareket etmeye başladı.

Tekrar Gitti

Birkaç dakika içerisinde boş pist sayesinde uçak, geldiği gibi birden yok oldu. Radarda görünmediğinden bulunması imkansızdı. Yine de durum, havaalanının arama kurtarma çalışması başlatmasına yetecek kadar garipti.

Üç jetin yardımıyla 914 numaralrı Pan Am uçuşu için arama çalışmaları tekrar başladı. Kontrol kulesindeki pek çok kişi pilotun tarihleri karıştırması üzerinde çok durmadı. Pilotun akli dengesinin yerinde olmadığını ve bu nedenle tarihleri karıştırdığını düşündüler.

Son Durak

Bir süre sonra Pan Am uçağı tekrar göründü. Uçuş sonunda, 30 yılı aşkın süreden sonra, hedefine ulaşmıştı. Tabii Miami Havaalanı’ndaki çalışanlar da uçak ve yolcuları karşısında en az Juan de la Cortez kadar şaşkına dönmüşlerdi.

Ancak kayıtları kontrol ettiklerinde pilotun anlattıklarının tuttuğunu gördüler. Bu, 1955 yılında varmamış uçağın aynısıydı. Pilotun da yolcuların da kimlikleri tutuyordu!

Cevaplanmamış Sorular

Sadece havaalanındaki çalışanlar değil, tüm dünya bu gizemli uçağı merak ediyordu. Kabin ekibini ve yolcuları saatlerce sorguladılar. Herkes aynı şeyi söylüyordu. 2 Temmuz 1955 saat 9.55’te 914 sayılı Pan Am uçuşuna binmişlerdi ve Miami’ye gidiyorlardı.

Bazı kaynaklara göre ekibi ve yolcuları alıkoymak için yasal bir gerekçe olmadığından eve gitmelerine izin verildi. Bu haberin dünyanın dört bir yanında yankılanmasını beklersiniz, değil mi? Ancak medya araçları bu uçuştaki yolcuların hikayelerini yayınlamayı reddetti.

Tüyler Ürpertici Detay

Neden mi? Çünkü ekibin ve yolcuların tamamı 1955’te nasıllarsa öyle görünüyorlardı. Sanki onlar için bir gün bile geçmemişti! Halbuki bekleyenleri için tam 37 yıl geçmişti! Gizem git gide daha da garip bir hal alıyordu.

Başka bir gizem de uçağın bunca yıldan sonra nasıl çalışabildiğiydi. En garip şey ise haber kanallarının bu hikayeyi yayınlamayı reddetmeleriydi. Sanki bu garip hikayeye daha fazla ilgi çekmekten korkuyor gibiydiler.

Spekülasyonlar

Yıllar içerisinde 914 numaralı uçuşun kaybolup tekrar ortaya çıkışı hakkında pek çok teori ortaya atıldı. Pek çok kişi bu kayboluşun Bermuda Şeytan Üçgeni yüzünden olduğunu düşünüyordu. Özellikle de uçağın geri gelişi bu bölge hakkındaki paranoyanın tavan yaptığı dönemde gerçekleştiğinden bu teori çok yaygındı.

Bermuda Şeytan Üçgeni’nde “bir şeyler olduğuna” inananlar bu alanın zaman yolculuğu yapmayı mümkün kıldığını düşünüyorlardı. Bu gizemli uçağın 37 yıl sonra birden ortaya çıkması da tüm bu spekülasyonları alevlendirmişti.

Sorunlar

Bermuda Şeytan Üçgeni’nin zaman yolculuğu için bir kapı olduğuna inananların gözünde neler olup bittiği çok açıktı. Ancak konu üzerinde yapılan derinlemesine bir araştırma bu iddiaların yalan veya abartılmış olduklarını ortaya koyuyor.

Komik olan şey ise Bermuda Şeytan Üçgeni’nin tehlikeli olmadığını düşünenlerin buradan defalarca geçen pilot ve kaptanlar olması. Dahası, uçağın yeniden ortaya çıkış haberini yapan yayının, Weekly World News’ın kendisinin de neredeyse ortadan kaybolmuş olması.

Şimdi Neredeler?

Bu hikaye şimdiye dek üç defa yayınlandı ancak detayları her seferinde değişti. Örneğin anahtar karakterlerden Juan de la Corte’nin resimleri iki farklı kişiye ait. Ayrıca pilotun ve ekibin bugün nerede olduklarını kimse bilmiyor. Bu da hikayenin güvenilirliğini daha da azaltıyor.

Bu haberin kaynağı Weekly World News’un ilgi çekmek için yaptığı bir kandırmaca mıydı yoksa 914 Numaralı Pan Am uçuşu gerçekten de zamanda yolculuk yaptı mı? Biz ilkine inanıyoruz ancak pek çok kişi, bu hikayenin zaman yolculuğunun gerçek olduğunun ve Bermuda Şeytan Üçgeni’nin bununla bir ilişkisi olduğunun bir kanıtı olduğuna inanıyor.

(Yeniçağ)

Share