Son Dakika
İstanbul’daki DEAŞ operasyonunda, teröristlerin korkunç planı da deşifre edildi. Canlı bomba saldırısında kullanılacağı değerlendirilen malzemelerin ele geçirildiği operasyonlarda 2 de maket uçak bulundu. Teröristlerin bu uçaklarla İstanbul’da sansasyonel eylem planladıkları belirlendi.
DEAŞ terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları ve İstanbul’da sansasyonel eylem hazırlığında oldukları belilenen kişilere yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 9 şüphelinin, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı.
“AĞABEYİM DEAŞ ÖRGÜTÜNE KATILMIŞTIR”
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si Türk, 7’si Rusya vatandaşı 9 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. Sanıkları avukatları temsil ederken, duruşmada Rusça bilen tercüman da hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak savunma yapan sanıklardan Fuat Güneş diğer sanıkları tanımadığını belirterek, “Telefonumda çıktığı iddia edilen DEAŞ örgütü bayrak resimleri ve videoları kabul etmiyorum. Ağabeyim Mustafa Güneş Suriye’de DEAŞ örgütüne katılmıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Diğer sanıklar savunma yapmadan Cumhuriyet Savcısı dosyadaki delillerin ele geçirildiği yer itibariyle davanın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi talep etti.
DOSYA BAKIRKÖY ADLİYESİ’NE GÖNDERİLDİ
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanık Fuat Güneş’in diğer sanıklarla irtibatı bulunmadığı gerekçesiyle hakkındaki dosyanın ayrılmasına karar verdi. Diğer sanıklar Bekham Alımkhanov, Zelimkhan Aslembekovitch Tsaysaev, Aza Bepcahoba, Zukra Borchashvılı, Fatma Altıntaş, Hassan Orstho, Salman Dakaev ve Kyuri Khatsaev’in Bakırköy, Beylikdüzü ve Zeytinburnu’nda yakalandığını belirten mahkeme, yargılamalarının yapılması için dosyanın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
İSTANBUL’DA SANSASYONEL EYLEMLER YAPILACAĞI…
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 10 sayfalık iddianamede suç tarihi olarak 2016 yılı Haziran ayı ve öncesi belirtildi. Sanıkların 2016 yılında Haziran ve Temmuz aylarında tutuklandığı anlatılan iddianamede, soruşturmanın DEAŞ mensupları tarafından İstanbul’da sansasyonel eylemler planlandığı bilgisinin alınmasıyla başladığı ve derinleştiği belirtildi.
İstanbul’da yapılması planlanan bir saldırı kapsamında Şanlıurfa’dan İstanbul’a silahtransferi yapıldığı ve transferle şüphelilerden Zelimkhan Aslembekovitch Tsaysaev’in ilgisinin olduğu belirtilen iddianamede, Tsaysaev’in evine yapılan baskında örgüte ait çok sayıda doküman, 16 adet fişek, canlı bomba eyleminde kullanıldığı değerlendirilen kemer, çatışma bölgelerine gönderileceği anlaşılan birçok askeri kamuflaj gibi materyallerin ele geçirildiği anlatıldı.
Bir diğer şüpheli Fuat Güneş’in Tuzla’daki evine yapılan baskında ele geçirilen hafıza kartında IŞİD terör örgütünün eylem için kullandığı TRUECRYPT isimli kriptolama programının nasıl kullanılacağına dair talimatları içeren dosyalar, diğer şüphelilerin evlerinde bulunan cep telefonlarında ise DEAŞ’a ait olduğu anlaşılan cihadı öven marşlar, çatışma bölgelerinde çekilmiş fotoğrafların bulunduğu aktarıldı.
MAKET UÇAKLARLA KEŞİF, BOMBALI SALDIRI…
Şüphelilerden Kyuri Khatsaev ile Hassan Orstho’nun ikametinde iki adet sessiz uçağın ele geçirildiği belirtilen iddianamede, yapılan araştırmada IŞİD’in söz konusu maket uçaklarla Türkiye’de bombalı saldırı yapacağı, ülkeye yönelik keşif faaliyetlerinde bulunulduğu ve uçakların 17-50 kilo ağırlığında patlayıcı kapasitesinin olduğunun tespit edildiği ifade edildi.
9 şüphelinin DEAŞ terör örgütü adına faaliyette bulundukları belirtilen iddianamede sanıklar için 7.5’ar yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi.
Öte yandan savcılık iddianamesinde terör ve terörizm kavramı, amacı, DEAŞ’ın kuruluşu, amacı, Türkiye’ye yönelik eylemleri, ideoloji ve propagandası ile yapısına geniş yer verdi. Terörün tanımını yapan savcılık iddianamesinde, “Toplumdan topluma ve yıllara göre farklı karakterlere bürünen terör hareketleri son yıllardaki kadar dehşet ve korku verici olmamıştır” cümlelerini kullandı.
DEAŞ’in sosyal medya üzerinden profesyonel anlamda propaganda da yaptığı vurgusu yapılan iddianamede, “Müslümanların yaşadığı tüm ülkelerin DEAŞ’ın hedefi olduğu anlaşılmaktadır. Laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin DEAŞ’ın bölgedeki temel hedeflerinden birisi olduğu gerçektir. Dini istismar ederek sözde dini kuralları esas alan devlet kurmaya yönelik ideolojik bir hedefinin olması, bu hedefle ulaşmada kullanabileceği biden çok silahlı ve örgütlü elemanının olması, ayrıca bu hedeflerini gerçekleştirirken silahlı şiddet eylemlerine başvurması da göz önüne alındığında takdiri adli makamlara bırakılmak üzere ‘Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir terör örgütü’ yapılanması olduğu değerlendirilmektedir” denildi.
Kaynak: Hürriyet